Süt Havuzu
Günlerden bir gün çok uzak diyarlarda bir halk, hükümdar ülkeyi iyi yönetemediği için isyandaymış. Hükümdarı adaletsizliğin, yolsuzluğun, kötü giden ekonominin, rüşvetin, nepotizmin müsebbibi olarak görüyorlarmış. Bir gün toplanıp saraya yürümeye karar vermişler. Ellerinde ateşlerle sarayın bahçesinin kapısına dayanmışlar. Sarayın balkonundan halkın isyanını gören hükümdar onları durdurmak için aklına gelen her şeyi söylemiş:
“Durun! Biz büyük ve zengin bir milletiz. Birlikte her türlü problemin üstesinden gelebiliriz.”
Halk yürümeye devam etmiş.
“Bizi bölmeye çalışıyorlar! Bu oyuna gelmeyin.”
Halk hükümdarı duymuyormuş gibi büyük bir öfkeyle yürümeye devam etmiş ve sarayın kapısına dayanmış. Bunun üzerinde hükümdar:
“Ey halkım! Kapıma kadar dayandınız. Ama ben hala bunu hepinizin istediğine inanamıyorum. Aralarınızdan bazıları sizi galeyana getiriyor. Bunu eğer hepiniz istiyorsanız bana bunu kanıtlayın. Ben de bu ülkeden çekip gideyim. Siz de kendinize aranızdan yeni bir hükümdar seçin.” diyerek en azından canını kurtarmaya çalışmış.
Halktan bir sözcü öne çıkarak bunun nasıl olacağını sormuş. Hükümdar da aklındaki çözümü anlatmış:
“Yarın güneş doğana kadar sarayın bahçesindeki havuzu süt ile doldurun. Herkes tek başına gelip sütü tek başına dökecek. Kimse kimseye karışmayacak. Eğer havuz sabah sütle dolup taşmış olursa bunu hepinizin istediğini anlar, gerekeni yaparım. Ancak bu gerçekleşmezse siz de halkın birileri tarafından oyuna getirildiğini, kalabalığa uymak için bu isyana katıldığını kabul edeceksiniz.”
Artık hükümdardan bıkan ancak onu öldürmek de istemeyen halk bu makul teklifi aralarında tartışıp kabul etmiş. Sabaha kadar herkes gücünün yettiğince, kimisi testisiyle, kimisi kazanla, kimisi kovayla havuzu doldurmak için uğraşmış. Havuz dolup taşmış. Nihayetinde güneşin doğumuna yakın havuzun başında ayakları ıslaklık, yüzleri mutluluk içinde hükümdarı beklemeye koyulmuşlar.
Hükümdar, havuzun başında kendisini bekleyen halkının yanına gelmiş. Güneş doğmuş ve havuza bakmışlar. Ama o da ne? Havuzun dibi net bir şekilde gözüküyor. Meğer herkes gecenin karanlığından faydalanıp “zaten herkes süt döküyor, benim döktüğüm su belli olmaz” diye düşünerek havuzu su ile doldurmuş.
Hükümdar bunun üzerine:
“Gördünüz mü? Aranızdan kimi seçerseniz seçin bu ülkeyi benden daha iyi yönetmeyecek. Hadi şimdi evinize dönün.” diyerek hükümdarlığının kalıcılığını ilan etmiş. Halk da kendisinin farkına vararak günlük işlerine dönmüş.